Alevilik, Diyanet Siyaset
Alev Yayınları, İstanbul- 2004; S.139, ISBN: 975-335-047-3
Divan Yolu Caddesi No: 54
Erçevik İş Hanı-102
34110 Eminönü-İstanbul
Tel: (00 90) 212 519 5635
Önsöz
Türkiye’de, Cumhuriyetin Laik ve demokratik devlet yapısına, dolayısıyla bu iki ilkeyi Cumhuriyetin temeli kabul etmiş Anayasasına aykırı bir teokratik yapılanma vardır: Diyanet İşleri Başkanlığı! Çağdaş-laik-demokratik bir devletin, insan hakları, toplum-birey ilişkilerini, düşünce, inanç ve eylem özgürlükleri, hatta öz sistemini belirleyen bilimsel (devlet) felsefesi vardır, fakat asla resmi dini yoktur. Ama ülkemizde, laiklik kavramının özüne ve anlamına aykırı, “Türkiye tipi bir laiklik”, devletin yapısı içinde inatla sürdürülmekte ve ısrarla savunulmaktadır. Kısacası çağdaş demokratik devletin olmazsa olmazı, sosyo-politik anlamda bir laiklik yoktur Türkiye’de, çünkü devlet gizli bir resmi din uygulaması içindedir; bu din Ortodoks İslam’ın, yani Sünniliğin Hanefi Mezhebi’dir. Devlet, bu mezhebin inanç sistemi ve şer’i ilkelerini, İslam dininin kendisiymiş gibi anlatmakta ve (İlkokuldan Üniversiteye kadar) eğitiminin yapılmasına aracı olmaktadır.
Diyanet İşleri, resmi bir devlet kurumu olarak, yetmiş yılı aşkın bir zamandır büyüye büyüye ‘devlet içinde, sınırsız olanakları, bütçesi ve kadrolarıyla bir din devleti’ gibi siyasete egemen olmuştur; toplam nüfusun üçte birini oluşturan İslam Heterodoksizmine bağlı, yani Alevi inançlı toplumu, Ortaçağın din devletleri anlayışı çerçevesinde değerlendirmektedir. Kendine özgü bir Tanrı anlayışı ve ibadet kurumlarıyla bir İslamî ve felsefi inanç sistemi olan Aleviliği kabul etmemekte ve Hanefi mezhebinin bir tarikatı olarak tanımlamakta, dolayısıyla bu mezhebin ilkelerine uymayı dayatmaktadır.
Bu kitapta, Diyanet kurumu ve İlahiyat Fakülteleri aracılığıyla yürütülen işte bu bilinçli siyasete karşı, son yıllarda çeşitli yayın organlarında yayınlanmış karşıt yorumlar ve açıklamaları, Aleviler üzerine yazdığımız yazılardan bazılarını toparladık.
Kitabın sonuna tanınmış Hintli İslam bilgini, aynı zamanda ilerici Davudi-Bohralar (Mustali İsmailileri) harekeinin öncüsü ve kuramcısı olan Dr. Asghar Ali Engineer’in İslam dininin çağdaşlık, laiklik ve demokrasiyle uyumlu olduğu, yani uyuştuğu üzerinde görüşlerini içeren makalesini ve kendisiyle yapılan bir söyleşinin çevirisini ekledik.
A. Ali Engineer, makalesinde İslam ve laiklik konusunu yansız, yani İsmaili Alevi söylemlerini kullanmadan ve Sünni inancıyla olan tarihsel çelişkilerin tartışmasına girmeden incelemiştir. İslam tarihini, dinsel felsefeleri iyi bilen ve Kuran’ın zahiri ve batıni yorumları üzerinde eğitim aldığı gibi geniş araştırmalar yapmış bir kişi olduğu halde, Kuran’dan verdiği Laikliği destekleyici, çağdaş demokrasiyle uyuşan ayet örneklemelerinde çağdaş bir Ortodoks İslam bilgini gibi davranmıştır. Ayetler üzerinde tavil (batıni) değil, sözcükleri dışsal anlamıyla, açık (zahiri) yorumlar yapıp kuşkuya yer bırakmamış; siyasal İslamcıları ve İslamî devlet yandaşlarını sarıldıkları kendi (Kuran) ipleriyle bağlamıştır.
Umuyoruz ki, çalışmalarımız okuyuculara yararlı olur; toplumsal tarihe ve ortodoks/heterodoks inançlara bakış konusunda olumlu tartışmaları birlikte getirir.
İsmail Kaygusuz
Londra, Mayıs